Her günümün içine serpiştirilmiş artık alıştığım boş zamanlarımı bir yerlerde harcayabilmek için girip çıktığım internetin en kötü sitelerinden olmasına karşın, her gün tıklamadan edemediğim milliyet.com.tr'de bir başlığa denk geldim, hemen atladım. "Zagor Baltasını çıkardı."
Haber futbolla ilgiliydi, bilmem hangi takımın teknik direktörü, futbolcusuna uyarı mı ne çekmiş, atar gider yapmış herife, bu da baltasını çıkartmak demek oluyormuş. Öyle mi peki? Hayır, Zagor'un baltası her daim yanıbaşındadır ki kemerinde asılıdır, çıkartmaz onu Zagor, tereyağından kıl çeker gibi çekiverir oradan, ses çıkmaz bu harekette, zaman da ilerlemez, saatler durur çünkü, tereyağ ve kıl da bu duruma pek ala uyar, Zagor'a acayip halde uyum sağlar tereyağ ve kıl, Zagor'umuz her daim en pislik tehlikelerden rahatlıkla kurtulmayı başarır çünkü.
Ayrıca, Zagor 50 yaşına giriyormuş. 1961 doğumluydu. Gerçekten, bir yıldan az vakit kaldı artık. Yeni özel maceraları falan olacakmış bunun şerefine. Güzel şeyler bunlar, Zagor'u onurlandırmak güzel şey.
Baltalı İlah günümüzde yaşasaydı, Dünya'yı sarsan depremlerin yıkıntılarında insan arardı, eminim, molozların altından çekip alırdı insanları, hayata tutundururdu tekrar, tabii yanında şöyle bir Alman Kurdu olsa iş görürdü; Zagor, çoğunlukla kendisindeki 6. hissi övse de, tehlikeyi neredeyse bir hayvan gibi koklasa da, depremzedeleri çok da rahat duyamaz ve hissedemez, o sebepten Alman Kurdu şart kesinlikle. Çiko'yla arasında yaşananlar Gamlı Baykuş ile Puik arasında yaşananlara benzetilerek daha iyisi de yaratılabilirdi. Her neyse, neler saçmalıyorum ben?
17 Mart 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder